Nakliye maliyetinin artmasıyla Türkiye'nin önemi arttı
Covid-19 salgını sürecinde küresel tedarik zincirinin aldığı darbe nedeniyle nakliye fiyatları yükseldi. Nakliye ve navlun fiyatlarındaki artış, enerji fiyatlarının yanı sıra işçilik, hatta konteynır ekipmanında yükselen maliyetlerden etkilendi. Küresel ticaretin yüzde 80'inden fazlası deniz taşımacılığı üzerinden yapılırken söz konusu maliyetlerdeki artış firmaları Uzak Doğu'da üretim ve tedarik seçeneğini sorgulamaya itti. Bu nedenle küresel bazda faaliyet gösteren şirketler, maliyetlerini düşürmek amacıyla farklı pazar arayışları içine girdi. Özellikle Avrupalı yatırımcılar üretimlerini Uzak Doğu'dan daha yakın bölgelere taşımak için tercih ettiği seçenekler arasında Türkiye öne çıkıyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings de son analizinde de Türkiye'nin, Avrupa'da tedarik zincirlerindeki değişimden en fazla kazanç elde edecek ülke konumunda bulunduğunu açıklamıştı.
26 trilyon dolarlık pazara 4 saatlik uzaklıkta
Türkiye'yi nakliye fiyatlarının yanı sıra diğer alternatiflere kıyasla rekabetçi kılan unsurlar arasında coğrafi konumu, ulaşım ağı, demografik yapısı ve yatırımcıya sunduğu kolaylıklar yer alıyor.
Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarına yakın bir konumda. Ayrıca, 1,3 milyarlık nüfusa ve 26 trilyon dolarlık bir pazara 4 saatlik uçuş mesafesinde yer alıyor. Coğrafi avantajının yanı sıra genç, dinamik ve kalifiye nüfusu ve benzer ülkelere kıyasla uygun işçilik maliyetleriyle de yatırımcılara avantajlar sunuyor. Üstelik ülke, Asya ve Avrupa arasında köprü konumu üstlenmesinin yanı sıra önemli ticaret yollarının da kesişim noktasında. Küresel lojistik ağın önemli bir parçası olan ülkede, Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz'de hemen her türlü geminin erişebileceği limanlar hizmet veriyor.
Türkiye, reform çalışmalarıyla özel sektörün gelişimine imkan sağlayarak, yatırımcı dostu bir iklim de oluşturuyor. 80'i aşkın ülkeyle karşılıklı yatırımları koruma altına alan ülkede çifte vergilendirmenin önüne geçen anlaşmalarla yatırımcılara avantajlar sunuluyor. Ülkede şirket kuruluş işlemlerinin bir saat içinde tamamlanması mümkünken yabancı gerçek ve tüzel kişilerin şirket kurması yerli yatırımcılarla aynı kurallara tabi tutuluyor. Yatırım teşvikleri, bölgesine ve sektörüne göre değişmekle birlikte, yatırım tutarının tamamının vergiden muaf olmasına, sosyal güvenlik primlerinden işverenlere düşen payın kamu tarafından karşılanmasına kadar ulaşabiliyor. Türkiye'de çeşitli vergi türlerinde sağlanan muafiyet ve indirimlerin yanı sıra yatırımcılara faiz oranı desteği, sermaye katkısı, altyapı, enerji, eğitim ve kredi desteği ile alım garantisi gibi teşvik unsurları da sunuluyor.
Ülkede 89 teknokent de faaliyet yürütüyor. Ayrıca Türkiye'de 350'nin üzerinde organize sanayi bölgesi (OSB) bulunuyor.