Uluslararası Para Fonu’nun yayımladığı değerlendirme raporunda, IMF heyetinin Türkiye’ye ilişkin “4. madde görüşmelerini” tamamladığı bildirildi.
Türkiye’de, küresel finansal krizin ardından büyümenin dış kredilere daha fazla bağlı olduğu ifade edilen raporda, çeşitli dengesizlikler ile piyasa algılarındaki değişimin 2018’de liradaki değer kaybını tetiklediği belirtildi.
Genişletici maliye politikası, kamu bankaları tarafından piyasaya hızla kredi sağlanması ve daha uygun dış finansman koşullarının desteği ile Türkiye’de ekonomik büyümenin başladığı kaydedilen raporda, piyasa baskılarının azalması ile Türk lirasının toparlandığı, ithalattaki azalma ve güçlü turizm sezonunun cari hesabın olağanüstü biçimde düzelmesine katkı sağladığı ifade edildi.
Raporda, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın temmuz ayından itibaren politika faizlerini 1000 baz puan indirdiği anımsatılarak, güçlü baz etkisi, liradaki göreceli istikrar ve negatif üretim açığının enflasyonun sert biçimde düşmesine katkı sağladığı kaydedildi.
Kamu bankalarının kredi büyümesini destekledikleri ifade edilen raporda, Türkiye’de toplam kamu borcunun düşük olduğu hatırlatıldı ve ekonomideki mevcut sakinliğin kırılgan olduğu, düşük rezerv tamponu, yüksek dış finansman ihtiyacı ile banka ve şirketlerin bilançolarına ilişkin hassasiyetlerin sürdüğüne dikkat çekildi.
Orta vadede daha güçlü ve daha esnek bir büyüme için kapsamlı reform paketine ihtiyaç duyulduğunun altı çizilen raporda, para politikasının enflasyonu kalıcı olarak düşürmeye odaklanması gerektiği ifade edildi. Raporda, Türkiye’nin 2019’da yüzde 0,2, 2020 ve 2021’de yüzde 3 büyüyeceği tahmin edildi.
Yıl sonu enflasyonun 2019’da yüzde 13,5, 2020 ve 2021’de yüzde 12 olacağı öngörülen raporda, işsizliği 2019’da yüzde 13,8, 2020’de yüzde 13,7, 2021’de 12,9 seviyesinde gerçekleşmesi beklendiği de vurgulandı.