Gezi Kalkışmasıyla başlayan ekonomik saldırılar, doların yükselmesini fırsat bilenler dün olduğu gibi bugün de kendilerini gösteriyorlar. Her fırsatta ülke ekonomisinin çökmesi için an kollayanlar, halkı yanlış bilgilerle telaşa sokmak isteyenler de koronavirüs salgınıyla birlikte yeni bir fırsat bulduğunu düşünse de yanılıyorlar.
Sabah gazetesi yazarı İbrahim Acar, felaket tellallığına soyunanlara “Türkiye’nin borç problemi yok” başlıklı yazısında gerçekleri verilerle ortaya koyuyor.
2018 yılındaki kur saldırısına yüksek döviz açığıyla yakalanan reel sektör, bu kez aynı hataya düşmedi. Reel sektörün döviz açık pozisyonu Ocak 2020’de 175 milyar 236 milyon dolarla 7 yılın en düşük seviyesine geriledi. Verilere göre şirketlerin kısa vadeli pozisyonu 6,4 milyar dolar artıya geçti. Reel sektörün döviz açık pozisyonu, Mart 2018’de 223,3 milyar dolarla tarihi zirveye çıkmıştı. Reel sektör o tarihten bu yana 48 milyar dolar azalmış oldu.
2013 yılında yüzde 20’ye çıkan hanehalkı borcunun milli gelire oranı, 2019’da yüzde 15’e geriledi. Söz konusu oran Türkiye ile aynı ligde bulunan ülkelerde bunun 3-4 katına yakın seviyede bulunuyor.
Türkiye’nin elini güçlendiren en önemli argümanı düşük kamu borçluluğu. Dünya genelinde kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 100’ü aşarken başta ABD, Çin olmak üzere bu oran yüzde 300’lere çıktı. Türkiye’de ise bu oran yüzde 36. Türkiye’de kamu, şirketler ve hanehalkı dahil tüm borçları hesaplasanız bile, milli gelire oranı yüzde 116’yı geçmiyor.
Türkiye’nin borçlanmada dolayısıyla finansmanda sorun yaşamadığı bu ay sendikasyona çıkan iki bankanın işleminde kendini gösterdi. Ziraat Bankası, 22 ülkeden 38 bankanın katılımıyla 1,1 milyar dolar sendikasyon kredisi sağladı. 1 yıl vadeli kredinin maliyeti, geçen yılki avro maliyetinin 40, dolar maliyetinin ise 25 baz puan altında kaldı. Akbank ise 560 milyon dolarlık sendikasyon kredisinin tutarını gelen yüksek talep nedeniyle 605 milyon dolara çıkardı.
Yani adeta dolar yükseldiği an adeta kuruş kuruş reel sektörün borcunu hesaplayan kesim, her zaman olduğu gibi gerçekleri yine görmezden geldi.
Kaynak: Sabah