TL değer kazandı
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sadece Türkiye ekonomisi ya da TL değil neredeyse dünyadaki tüm ekonomileri sarstı, ticareti durma noktasına getirdi, iktisadi faaliyetleri aksattı, işsizliği artırdı ve ekonomilere son yılların en büyük daralmasını yaşattı. Salgın döneminde küresel daralma, petrol fiyatlarındaki sert düşüş ve risk iştahının azalmasıyla birlikte gelişmekte olan ülke tahvil ve hisse senedi piyasalarından yüksek miktarda portföy çıkışı gerçekleşti. Bu süreçte küresel belirsizliklerin yanı sıra jeopolitik gelişmeler ve yurt içinde enflasyon beklentilerinin bozulması dolarizasyon eğiliminin güç kazanmasına yol açtı. Merkez bankaları genişleyici para politikaları, hükümetler de genişleyici maliye politikaları ve destek paketleri ile salgının sosyal ve ekonomik alanındaki olumsuz etkileri en aza indirmeye çalıştı. Yılın ikinci yarısında kısıtlamaların kısmen kaldırılması ve normalleşme adımlarıyla ekonomide toparlanma gözlenmeye başladı.
7 Kasım’da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine Naci Ağbal’ın atanması ve Ağbal’ın fiyat istikrarına yönelik kararlı ve güçlü açıklamalarının etkisiyle TL değer kazanmaya başladı. TCMB Başkanı Ağbal’ın ardından yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın da göreve başlaması ve piyasa dostu güçlü mesajlar vermesiyle Türk lirası varlıklara talebin arttığı görüldü.
TL yaklaşık yüzde 15 değer kazandı
Son aylarda yapılan enflasyonla mücadele ve finansal istikrar vurgusu Türk Lirası varlıklarına ilgiyi artırdı. TL, 6 Kasım’dan bu yana gelişmekte olan ülke para birimleri arasında dolar karşısında en çok değer kazanan para birimi oldu ve bu süreçte dolar karşısında yaklaşık yüzde 15 değer kazandı. Aynı dönemde Güney Afrika randı yüzde 7,1 artışla en iyi ikinci para birimi olarak kayıtlara geçti.
Yaklaşık 2 aylık dönemde dolara karşı Rus rublesi yüzde 5, Çek korunası yüzde 4,1, Brezilya reali yüzde 4, Meksika pesosu yüzde 3,5, Polonya zlotysi yüzde 3 ve Güney Kore wonu yüzde 2,2 değer kazandı.
Dolar/TL’de düşüş devam edebilir
AA Finans Analisti ve stratejist Cüneyt Paksoy, şunları kaydetti:
“Kur tarafında haber akışına ve arz-talep gelişimine bağlı olarak ara ara yukarı yönlü tepkiler oluşsa da jeopolitik risk başlığı içinde majör kriter olarak görülen ABD-Türkiye ilişkilerinde sert yaptırımlar realize olmadıkça, dolar endeksinin yükselişine bağlı global bir dolarizasyon baskısı oluşmadıkça ve yabancı girişi devam ettikçe, içeride de yerli talebinde hızlı bir ters dolarizasyon süreci gelmese de sert marjinal yeni yükselişler beklenmeyecektir.”