Site icon Ekonomi Gerçekleri

Türkiye’de tarım bitti mi?

Türkiye’de iktidarı eleştirmek için kullanılan konuların başında tarım ve tarımsal üretim yer alıyor.  Muhalefet partileri sürekli Türkiye’de tarımın bittiğini öne sürmekte. Öyle ki, samanın bile ithal edildiğini söyleyenler bile var. Kimi siyasetçiler çiftçinin desteklenmediğini ve korunmadığını iddia ediyorlar.

Ekonomi Gerçekleri olarak bu durumu gerçekten merak ettik. Ben sorumlu bir yayın organı olarak tarafsız bir şekilde araştırdık, inceledik ve karşılaştırdık. Fakat durumun hiç de muhalefetin anlattığı gibi olmadığını tespit ettik. Türkiye’de tarım gerçekten bitti mi? Biz artık samanı bile ithal eder hale mi geldik? Türkiye tohumda İsrail’e mi bağımlı? Tohum üretemiyor mu? Devlet çiftçiyi korumuyor mu? Tüm bu soruların cevabı hazırlamış olduğumuz analiz yazımızda.

Bitkisel ve Hayvansal Üretim 10 kat artmış

Ne demek bitkisel ve hayvansal üretim? Meyve, sebze, hububat, baharat, inek, koyun keçi, tavuk, balık… Aklınıza tarım ve hayvancılık denince gelen her şey bitkisel ve hayvansal üretimin kapamında diyebilirz.

2002 yılında Türkiye’nin bitkisel ve hayvansal üretiminin toplam değeri 52 milyar TL imiş 2019 yılında ise 504 milyar TL. Bugün Türkiye 2002 yılında ürettiğinin 10 katı kadar bitkisel ve hayvansal üretim gerçekleştiriyor.

Şimdi alt kalemlere bakalım;

9 milyon büyükbaş hayvan varmış, bugün 18 milyon… 30 milyon küçükbaş hayvan varken, bugün 50 milyon… 2002 yılında 700 bin ton beyaz et üretiliyormuş, bugün 2.1 milyon ton… 8 milyon ton süt sağılıyormuş, bugün 24 milyon ton… 4 milyon kovan varmış, bugün 8 milyon… 80 bin ton balık yetiştiriliyormuş, bugün 400 bin ton…

Devam edelim;

Süs Bitkileri; hani internetten sipariş verip hediye olarak gönderdiğimiz çiçekler var ya, park ve bahçelerde, yollarda viyadüklerde böyle rengârenk gördüğümüz güzellikler… Süs bitkileri derken tam olarak ondan bahsediyoruz. 2002’ye kadar hiç üretim yok, sıfır. Hep ithal gelmiş, çoğunlukla Hollanda’dan almışız. Bugün Türkiye’de 52 bin dönümde süs bitkisi yetiştiriliyor.

İyi tarım uygulamaları; Basitçe tanımlamak gerekirse; çevreye ve doğal dengeye zarar vermeden yapılan tarımsal üretim. İyi Tarım Uygulamalarıyla, 150 bin ton tarımsal ürün yetiştiriliyormuş, bugün 7 milyon ton; yaklaşık 50 kat artmış.

Gelelim Organik Üretime; Nedir bu Organik Üretim? Zirai ilaç ve kimyasal madde kullanmadan gerçekleştirilen tarımsal üretim. 310 bin ton Organik Ürün yetiştiriliyormuş 2002 yılında, bugün 2 milyon ton; yaklaşık 7 kat artmış.

Seralar; 4 mevsim her türlü ürünün yetiştirilmesini mümkün kılan Seralarda 4 milyon ton ürün yetiştiriliyormuş, bugün 8 milyon ton; tam iki kat artmış.

Peki ya yem Bitkileri; Hayvancılığın en temel girdisi. Etin fiyatını da kalitesini de yediği yem etkiliyor derler işi bilenler. 7.5 milyon dönümde yem bitkisi yetiştiriliyormuş, bugünse 23 milyon dönüm; 3 katına çıkmış. Ve hızla artmaya devam ediyor.

Yani Türkiye’de tarımsal üretim,, kimi alanlarda 2 kat,, kimi alanlarda da 50 kat artmış   

                 

Peki ya tohum üretiminde gerçekten dışa mı bağımlıyız?

Şimdi burada bakmamız gereken nokta, Türkiye ne kadar tohum üretiyor, bunun ne kadarını dışarıya satıyor yani ihraç ediyor ve ne kadar dışarıdan alıyor (ithal ediyor)?

Türkiye’de 2002 yılında 145 bin ton tohum üretiyormuş. Üretilen tohumun 8 bin tonu ihraç ediyormuş, yani başka ülkelere satıyormuş. Buna karşın da 20 bin ton tohum ithal ediliyormuş. Bugün Türkiye’de 1.2 milyon ton üretim gerçekleştirmiş. Ürettiğinin 102 bin tonunu ihraç etmiş. Buna karşın 40 bin ton tohum ithal etmiş

Şimdi kıyaslayalım;

Türkiye bugün 2002 yılında ürettiğinin tam 10 katı kadar tohum üretiyor. Tohum üretimi 120 bin tondan 1.2 milyon tona yükselmiş.

İhraç ettiğinin de 13 katı kadar ihraç etmiş. Tohum ihracatı 8 bin tondan 102 bin tona yükselmiş.

Türkiye Samanı bile ithal mi ediyor?

Bu bölümde kullandığımız veriler dünya ticaret örgütünün istatistik portalından. Türkiye, 2019 yılında 275 bin dolar tutarında saman ithal etmiş, yani yurtdışından almış. Buna karşın yine aynı yıl Türkiye 13 milyon dolar saman ihraç etmiş.

275 bin dolar ithal etmiş, ithal ettiğinin neredeyse 50 katı yani 13 milyon dolar ihraç etmiş

Destekleme Ödemeleri

En önemli konuya gelelim şimdi. Önce Tarımda Destekleme Ödemesi nedir onu açıklayalım. Devlet çiftçinin üzerindeki enflasyon baskısını azaltmak için çiftçiye para veriyor.Gübre parası, yem parası, mazot parası gibi. Böylelikle çiftçiyi piyasadaki anormal hareketlilikten korumuş oluyor.

Hani diyorlar ya Çiftçi kaderine terk edildi, Çiftçi’ye devlet hiç destek vermiyor diye. Bakalım burada durum nasılmış, rakamlar bize ne söyleyecek?

2002 yılında Türkiye’de çiftçilere verilen toplam destek 1.8 milyar TL. 2019 yılına geldiğimizde bu rakam tam 6 kat artarak 11 milyar TL’ye ulaşmış.

Birde işin hibe kısmı var tabi

Türkiye’de Tarım Bakanlığı bünyesinde TKDK diye bir kurum var, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu. 2007 yılında kuruldu. Hayvancılık, seracılık, arıcılık tarımla ilgili ne varsa yapılan yatırımları finansal olarak destekliyor. Hem de hibe vererek, geri ödemesiz.

Kuruma proje ile yatırım fikrini sunduğunda sana parasal destek aktarıyorlar. Hasılı kelam TKDK bugüne kadar yaklaşık 12 bin yatırıma 8 milyar TL destek vermiş, ve hala da vermeye devam ediyor.

Öte yandan Tarım Bakanlığı tarafından yürütülen KKYDP adında bir program var, Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı. Bu program kapsamında tarım ve hayvancılık yatırımları yapmak isteyen herkes parasal olarak destekleniyor.

2006 yılında uygulamaya konulan bu programla bugüne kadar yaklaşık 12 milyar TL tutarında hibe dağıtılmış çiftçiye

Çiftçiler bu desteklerle ahır yapmış, sera yapmış, ürettiği ürün için depo yapmış, paketleme makinası almış, traktör almış vesaire. Anlayacağınız devlet çiftçiye elinden gelen bütün imkânlarıyla destek olmuş.

İşte yukarda anlatılan tarımsal üretimde gerçekleşen kat be kat artışların kendi kendisine olması ya da sektörün olağan büyüme potansiyelinden zuhur etmesi mümkün görünmüyor tabii.

Artışın arkasında son 18 yıldır uygulamaya konulan reform ve destekler yer almakta. Tarım Bakanlığı plan yaptı, program yaptı, parasal kaynak aktardı, çiftçiyi korudu, kolladı ve bu artışlar meydana geldi.

Kısaca, önce zemin top oynamaya müsait hale getirildi.

Sonra bu kat kat artışlar ortaya çıktı.

Exit mobile version