Türkiye'de imalat sanayisi, doğal gaz ve ulaştırma sektörlerinde fosil yakıtların yüzde 10'unun yeşil hidrojenle ikame edilmesiyle 2050'de 1,9 milyon ton yeşil hidrojen talebi oluşabileceği öngörülüyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi'nin Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman Enerji Ajansı iş birliğiyle bir rapor hazırladı. Hazırlanan rapora göre, desteklenen yenilenebilir enerji yatırımlarının katkısıyla 2050 yılında Türkiye'nin yıllık 3,4 milyon ton yeşil hidrojen üretebileceği değerlendiriliyor. Söz konusu üretim için yıllık 4 milyar dolar yatırıma ihtiyaç duyuluyor. 2050'de ise ekonomiye yaklaşık 8 milyar dolar katkı sağlanabileceği öngörülüyor. Küresel ölçekte 2050 yılını işaret eden net sıfır emisyon hedefleri, tüm enerji sisteminin karbonsuzlaşması için ortak bir çözüm olarak yeşil hidrojen üzerinde duruyor. Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onayladığı dikkate alındığında, 2030 ve 2053 yıllarını kapsayan dönemde daha kararlı iklim ve enerji dönüşümü hedeflerine ihtiyacı bulunuyor. Bu kapsamda, çalışma, 2050 yılına doğru Türkiye'de enerji talebinin 81 il seviyesinde gelişimini analiz ederek, ülke içi tüketim ve olası ihracat fırsatlarının anlaşılması için yeşil hidrojenin potansiyelini belirlemeyi amaçlıyor.
Sürdürülebilir gelecek için hidrojen ekonomisi
Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, yeşil hidrojenin önemini anlattı: "Hidrojenin bir kaynaktan üretilmesi gerekiyor. Günümüze kadar sürdürülebilir hidrojen konusunda en önemli engellerden biri maliyetti. Ancak son 10 yılda yenilenebilir hidrojen maliyeti yaklaşık yüzde 80 azaldı. Bugün baktığınızda pek çok Avrupa ülkesinde hidrojenle çalışan kombiler pilot program olarak kullanılmaya başlandı." değerlendirmesinde bulundu.
"Hidrojenin artan önemine bir işaret de 2017 yılında 20 ülkeden 13 üyeyle kurulan Hidrojen Konseyi'nin bugün 130 üyeye ulaşması. Bu üyeler arasında petrol devi şirketlerin olması çok dikkat çekici. Önümüzdeki yıllarda hidrojenin önemi giderek artacak. Maliyetlerin düşmesi ve yüksek performanslı hidrojen depolama sistemlerinin geliştirilmesi ile hidrojenin gelecekte gündemimizde olacağı net bir şekilde görülüyor."
Türkiye ekonomisine katkısı yılda 6 – 8 milyar dolar
Çalışmada, 2050’de 1,9 Mt/yıl ihracat potansiyeline ulaşılmasının ardından hidrojenin TANAP gibi uluslararası boru hatlarına karıştırılarak ya da doğrudan amonyağa dönüştürülerek gemi taşımacılığı yoluyla nakledilebileceğinin altı çiziliyor. Yapılan tekno-ekonomik değerlendirmeyle rüzgar ve güneş kaynaklı elektrik kullanan Alkalin ve PEM elektrolizör teknolojileri için yeşil hidrojen üretim maliyetlerinin 2050’ye kadar kilogram başına 4,14-5,17 dolardan, 1,38 – 2,46 dolara kadar düşebileceği vurgulanıyor. Hidrojenin yurt içi kullanımı ve ihracatını sağlamak amacıyla toplam yatırım hacminin 85 ila 119 milyar dolar olacağı hesaplanıyor. Bir başka deyişle, 2021 ile 2050 arası dönemde ortalama olarak yılda 3 ile 4 milyar dolar yatırım maliyeti gerektirecek. Türkiye’de bugünkü elektrik sektörü yatırımları yıllık 7 milyar dolar civarında. Tahmini maliyetler ve olası ticari fiyatlamalar dikkate alındığında, çalışmada değerlendirilen hidrojen ekonomisi 2050’de Türkiye ekonomisine yıllık toplam 6 ila 8 milyar dolar brüt fayda sağlayabilir. Yeni iş yaratma ve ekonomik faaliyetlerin potansiyel yararları, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın etkilerinin azalması ve önüne geçilen ithal yakıt maliyetleri ise bu ekonominin temel faydaları olacak.