2019 sonlarında küresel ekonomi için en büyük risk ABD-Çin arasındaki gerilim olarak gösteriliyordu. Ancak Çin’den yayılan koronavirüs her türlü beklentiyi gölgede bıraktı ve dünyanın en önemli gündem maddesi haline geldi.
Hükümetler bir yandan sağlık mücadelesi verirken diğer yandan da sağladıkları destek paketleriyle şirket ve vatandaşlarının neredeyse tamamen ekonomilerin durduğu bir dönemde ayakta kalmasına yardımcı olmaya çalışıyor.
Bu mücadelede merkez bankaları da üzerine düşüyor. Dünyada neredeyse tüm merkez bankaları 2020 yılında ekonomileri bir nebze de olsa canlandırabilmek adına tahvil alımlarını hızlandırdı ve adeta bir faiz indirimi yarışına girdi. Türkiye bu sürece gelişmiş ülkelere göre yüksek bir politika faiz oranıyla girdi. 2019 sonunda TCMB’nin belirlediği politika faizi yüzde 12 seviyesinde bulunuyordu. Gelişmiş ülkelerde ise oran yüzde 0 ila 0.75 arasında değişiyordu.
2020 yılında ise Merkez Bankası 5 kez faiz indirimine gitti ve politika faizi yüzde 8.25’e düştü. Böylece Merkez Bankası 2020 genelinde toplam 375 baz puanlık faiz indirimine gitmiş oldu. Bu indirimlerle beraber Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal göreve başladıktan sonra 9 kez faiz indirmiş oldu. TCMB 2020 yılında bu indirimlerle korona döneminde baz puan olarak en yüksek faiz indirimine giden ikinci merkez bankası oldu.
Neredeyse tüm dünyanın faiz indirime gittiği 2020’de Kuzey Avrupa’da farklı kararlar alındı. İsveç Merkez Bankası negatif yüzde 0.25 olan politika faizini 0’a çekti. Yani 250 baz puanlık faiz artırımı yapmış oldu. İsveç hükümeti de zaten dünyanın aksine koronavirüs sebebiyle kısıtlama getirmeme kararı aldı ve şu ana kadar bu kararını uyguladı.
Bunun yanında Danimarka Merkez Bankası da 2019 sonunda negatif yüzde 0.75 olan politika faizini negatif yüzde 0.60’a yükseltti.
Kaynak: HT