Türkiye Cumhuriyeti tarihinde demokrasiye vurulan ilk darbe, 27 Mayıs 1960’da gerçekleşti.
14 Mayıs 1950’deki seçimlerde Demokrat Parti (DP) halkın büyük desteğiyle iş başına geldi.
27 yıllık tek parti dönemini sona ererken, DP serbest seçimle iktidarı kazanan ilk siyasi parti oldu.
Rekor bir oy ile tek parti rejimini deviren Adnan Menderes yönetimindeki Demokrat Parti, Türkiye’nin Cumhuriyet’e geçişten sonraki önemli demokratik hamlelerini gerçekleştirdi.
10 yıl boyunca Türkiye’yi ekonomik ve idari anlamda geliştiren uygulamalara imza atan Demokrat Parti, özellikle 1957 yılından sonra çeşitli çevrelerin provokatif saldırılarına maruz kaldı.
“Yeter söz milletin” sloganıyla halkın karşısına çıkan Demokrat Parti ile Türkiye, ülke ekonomisinin toparlandığı bir dönem yaşadı.
Özellikle Adnan Menderes iktidarı ile 1950 ve 1960 yılına kadar özellikle ilk iki iktidar döneminde işler düzene girdi.
Uluslararası ilişkilerde Türkiye adından söz ettirmeye başlamışken 1960 yıllarına gelindiğinde darbenin yaşanmasıyla ekonomi de etkilendi.
Darbe, yönetime zorla ve silah gücüyle el koymak suretiyle ülkeyi uzun yıllar geriye götürdü.
Ülke ekonomisi büyük kayıp yaşadı. 1959 yılında 583 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 1960’da 359 dolara geriledi. 1961’de de, 1951 yılındaki seviyenin de altı olan 194 doları gördü. 1960 yılında yüzde 2.9 olan yıllık büyüme ise 1961 yılında yüzde 1.7’ye geriledi.
27 Mayıs darbesi yaklaşık 10 yıl sonra yaşanacak yeni bir muhtıranın tohumlarını da ekerek deyim yerindeyse ülkeyi on yıllarca geriye götürdü.