Son yıllarda, Türk yapımı yüksek teknolojili ürünler dünya çapındaki savunma sanayi fuarlarında sergilendi. Türk silah sistemleri de dünyanın çeşitli yerlerinde kendini göstermeye başladı. Ayrıca Türkiye, savunma ekipmanlarını, savaş gemilerini de birçok ülkeye ihraç etmeye başladı.
2000 yılından sonra Türk savunma sanayinde yeni bir dönem başladı. 2001 yılında üniversiteler, araştırma kurumları ve üretim sektörleri arasındaki işbirliğini geliştiren bir Teknoloji Geliştirme Bölgesi anlaşması yapıldı. Hükümet, Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyon ihtiyaçları doğrultusunda Ar-Ge projelerine odaklandı. Türk Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi ve Denizcilik Tasarım Bürosu bu dönemde Türk Deniz Kuvvetleri’nin modernizasyon ihtiyaçları için kuruldu.
Son yıllarda çabalar hızlandı ve hükümet yerli şirketlere önemli teşvikler sağladı. Kurumlar vergisinde yüzde 90 indirim ve arazi yatırımlarına yüzde 50’ye kadar katkı sunuldu. Teşvikler ve hükümetin desteği ile 2002-2020 yılları arasında yerlileşme oranı yüzde 20’den yüzde 65’e yükseldi.
İnsansız Hava Araçları (İHA) gibi belirli savunma teknolojileri için bu oran şu anda yüzde 90’dan fazla. Neredeyse sıfır olan Ar-Ge bütçesi yaklaşık 1,2 milyar dolara yükseldi. Hibrit yakıtlı roketler, yarı iletkenler, motorlar ve fotodetektörler gibi yüksek teknolojili alt sistemler geliştirmek için yeni şirketler kuruldu.
2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar dolarlık bütçeye sahip 66 Türk savunma projesi vardı. Şu anda 60 milyar dolarlık bütçeyle 600’den fazla proje yürütülüyor. Türkiye şu anda savunma sanayinde çalışan bin şirket, KOBİ, araştırma kurumu ve üniversiteye sahip.
Yakın zamanda Türkiye, hava karşıtı savaş muhripini ve ulusal denizaltını inşa etmeyi planlıyor. Fırkateyn, hızlı devriye botları ve diğer gemilerin geliştirilmesi ve üretimi de devam edecek. Ancak projelerin bunlarla sınırlı olmayacağı da aşikar. Modern bir donanma, özellikle akıllı insansız sistemlerle hiç de uzak değil.
Kaynak: Naval News